Cardiff Seyahat Rehberi
Cardiff Birleşik Krallıktaki krallıklardan birisi, Birleşik krallığa geçmeden önce adıda Galler Krallığı olarak biliniyordu. Birçok kaynakta halen Galler’in başkenti Cardiff diye geçer. (Bknz. Vikipedi) İnsanları ingiliz olarak kabul etmezler kendilerini anladığım ve yaptığım araştırmalara göre çok sevmiyorlar ingilizleri. Tarihte gördükleri zulüm nedeniyle ingilizlerle çok iyi değiller. Oldukça sıcak ve eğlenmeyi bilen insanların olduğu, günün hemen hemen her saati caddeler insanların olduğu ama özellikle 21:00-22:00 saatlerinden sonra dahada kalabalıklaşan küçük güzel bir şehir. Londra’dan 2 saatlik bir otobüs yolculuğu ile gelinebildiği gibi trenlede gelebiliyorsunuz benim yaptığım gibi. Ve size tavsiyem mutlaka trenle gidin heleki Liverpool’dan gelecekseniz mutlaka trenle gelin. Neden derseniz hayatımın en huzurlu ve en güzel tren yolculuğuydu. Hiç unutamayacağım kadar güzel ve huzurluydu. Yolda geçtiğiniz yerleşim birimleri o doğa ve temiz hava tek kelimeyle mükemmeldi. Bu kadar güzel bir yolculuktan bahsetmeden Cardiff seyahat rehberi olmazdı.
Olmazsa olmazlar nelerdir?
Cardiff Kalesi mutlaka görülmeli.
Millenium Stadyumunu ziyaret edilebilirsiniz.
Akşam olduğunda mutlaka Cardif meydanında yürümelisiniz.
Cardiff’e Giderken
Hayatımda yaptığım en huzurlu ve en güzel tren yolculuğuydu diyebilirim. Doğasından tutunda atmosferine kadar herşey o kadar güzeldiki tek kelimeyle huzura ermiş gibi oldum.
Cardiff Sokakları
O kadar sakin o kadar huzurlu bir şehirki bunu yolda yürürken bile hissediyorsunuz. Manchester ve Liverpool gibi iki holigan şehrinden sonra Cardiff bana tabiri caizse ilaç gibi geldi. Cardiff Castle görülmesi gereken önemli noktalarından biri tabi çevresindeki devasa parkda öyle. Milennium stadınada gidebilrisiniz ben sadece dışından biraz bakındım ama içeriside güzeldir diye tahmin ediyorum. Eğer denk gelirseniz ruby maçına gidebilirsiniz. Bosphorus adlı Türk restoranına gidemedim ama gidenler iyi olduğunu söylüyor. Hemen hemen her yerde karşılaştığım memleketim insanı ile burada ne yazık ki denk gelemedim. Güzel anılardan biri magnet almak için girdiğim Shop Wales adlı dükkandaki satıcı arkadaşla yaptığımız sohbette Türkiye’yi bildiğini çok gitmek istediğini, güneşli bir ülke olduğunu çok merak ettiğini öyle bir anlatıyorduki hadi al çantanı gidelim diyesim geldi. İçten olduklarını çok net anlayabildiğiniz huzurlu ve iyi insanlar gerçekten Cardiff’in insanı. Zaten şehirdeki o rahatlık ve huzur her yerinize siniyor sizi dinginleştiriyor.
Cardiff Tren İstasyonu
İndiğim ve sonrasında da bindiğim istasyon. İstasyonu bile güzeldi yahu 🙂
Cardiff Sokakları
Sokakları güzel olduğu kadar binalarıda hem güzel hemde oldukça eski. Bu yapıları oldukça iyi korumuş Galler halkı.
Cardiff Kalesi
Şehrin hemen hemen göbeğinde yer alan Cardiff Kalesi aynı zamanda yeni yapılan Milenium Stadyumununda çok yakınında yer alıyor.
Shop Wales
Yaklaşık olarak yarım saaat sohbet ettiğim hediyelik eşya dükkan görevlisi buradaydı. Kendisi Türkiye hakkında o kadar çok soru sordu ve o kadar çok güzel şey söylediki aklımda tutamadım resmen.
Vize gerekli mi?
Evet, İngiltere vizesi gerekmekte.
Çantamızda neler olmalı?
Rahat, su geçirmez ve dayanıklı bir ayakkabı veya bot artı iyi bir yağmurluk. Yağmur sağolsun o kadar az durduki sadece fotoğraf çekmeme izin verdi birkaç saaat.
Nerede konaklanmalı?
Ucuz olan herhangi bir otelde yada hotelde kalınabilir. Ben tercihimi tren garına çok yakın sleepers adlı bir otelden kullandım. Hem personel hemde otel çok iyiydi. Yaptığım en uzun sohbetlerden birini resepsiyonistle yaptım.
Ne yenir ne içilir?
Herhangi özel bir yemekleri yok klasik İngiliz abur cuburlarını tercih edebilir yada direkt burger yiyebilirsiniz. Kahve konusunda halen sınıfta kalıyorlar ama çay hiç fena değildi.
Hatıra olarak ne alınır?
Şehrin sembolü olan ejderhalardan alabilirsiniz, ama dikkat edin evcillerinden olsun terbiye almış olsun 🙂 Hemen hemen herşeyi var bu ejderhanın magnetten tutun tepsi altlığına kadar, anahtarlıktan tişörte kadar birçok ürün var.
İnsanlarla iletişim nasıl?
Kendi dilleri olan Galce konuşuyorlar fakat yabancı biri geldiğinde son derece anlaşılır bir ingilizce ile konuşuyorlar. Kuzey ile karşılaştırdığımızda çok büyük farklar var bu konuda. Hem çok yardımcı ve güleryüzlü insanlar hemde yabancılara karşı sevecen ve insancıl davranıyorlar. Manchester’daki gibi bir davranışı burada kesinlikle görmüyorsunuz, Galler’ede zaten bu yakışırdı.
Ne zaman gidilmeli?
Çok soğuk değildi kışın gitmeme rağmen ama tabi yağmur burada da var ve sürekli olmasada birkaç saat dinleniyor ve sonra başlıyor. Bu yüzden iyi bir yağmurluk şart. Hele ki benim gibi şemsiye kullanamayan biriyseniz yağmurluk gibi bir mont şart.